Ustalar, Sutralar
https://www.gurudwaraashram.com/uzmanlik-programlari/uzmanlik_programlari
PATANJALİ (MS. 150 -200)
Bilinç tektir, ancak bir çok çeşitli biçimler üretir.
VIVEKANANDA (12.1.1863 - 4.7.1902)
En büyük günah, güçsüz
olduğunu düşünmendir.
https://www.yogadergisi.com/yoga/ustalar/3338-swami-vivekananda-kimdir
SIVANANDA (8.9.1887 – 14.7.1963)
Kalpteki tüm arzular öldüğünde , ölümlü insan, ölümsüz hale gelir.
https://www.yogadergisi.com/yoga/ustalar/3032-swami-sivananda-kimdir
KRISHNAMACHARYA (1888 – 1989)
İlk pratik Yama'lar ve Niyama'lardır.
YOGANANDA (5.1.1893 – 7.3.1952)
Zihnimde imkansız kelimesinin kök salmasına asla izin vermem. Siz de vermeyin.
SATCHIDANANDA (22.12.1914 – 19.8.2002)
Hakikat tekdir. Bir çok
yol vardır.
https://www.yogadergisi.com/yoga/ustalar/3067-swami-satchidananda-kimdir
PATTABHI JOIS (26.7.1915-18.5.2009)
Katı olan beden değil, zihindir.
https://www.yogadergisi.com/yoga/ustalar/3346-krisna-pattabhi-jois-kimdir
IYENGAR (14.12.1918 -20.8.2014)
Vermek yoksullaştırmaz, esirgemek zenginleştirmez.
https://www.yogadergisi.com/yoga/ustalar/725-bks-iyengar-kimdir
SWAMI RAMA (1925 - 1996)
Birbirine vermeyi öğren, yavaş yavaş bu tüm evrene yayılacak.
https://www.yogadergisi.com/yoga/ustalar/1789-swami-rama-kimdir
VISNU DEVANANDA SARASWATI (31.12.1927 – 9.11.1993)
Sağlık zenginliktir. Zihnin huzuru mutluluktur. Yoga yolu gösterir.
https://www.yogadergisi.com/images/slaytlar/visnu devenanda_2.jpg
BHAJAN (26.8.1929 – 6.10.2004)
Dua etmek, aşık olmak gibidir. Asla vaz geçemediğiniz sonsuz bir eylemdir.
https://www.yogadergisi.com/yoga/ustalar/894-yogi-bhajan-kimdir
SWAMI VEDA BHARATI (24.3.1933 - 14.7.2015)
Sessizlikle öğretmek çok daha büyük bir öğretidir... Yaradılış yoluyla öğretme... Ve sen bir öğretmensin.
https://www.yogadergisi.com/yoga/ustalar/1790-swami-veda-bharati-kimdir
TKV DESİKACHAR (21.6.1938 - 8.8.2016)
Yoganın başarısı; pozları yapabilme becerimizde değil, hayatı yaşama biçimimizi ve ilişkilerimizi nasıl iyileştirdiğinde yatar.
https://www.yogadergisi.com/images/slaytlar/tkv-desikachar2.jpg
Eski Yunan dilinde söz kavramını veren üç kelime vardır.
Bunlar; Mitos, Epos ve logos’tur.
Mitos (Myth) Mit, Nedir?
İlk çağlarda tanrıların, yarı tanrıların, kahramanların ya da insanüstü varlıkların yaşam hikayesini anlatan efsanelere mitos denir.
Mitos; söylenen ya da duyulan sözdür. Masal, öykü veya efsane anlamına gelir. Ancak insanlar gördüklerini, duyduklarını anlatırken kendilerinden de pek çok şey eklediklerinden, mitoslara pek güven olmaz. Bu nedenle tarihçi Heredot, “mitos tarihi değeri olmayan, güvenilmez söylenti” demektedir. Platon’da mitosu, “gerçekle ilişkisiz, uydurma, boş ve gülünç bir masal” diye tanımlamaktadır.
Devamını Oku
Yoga Dergisi : Derdi "Yoga" olanların dergisi
*Sanskrit dilinde yoga kelimesi pek çok anlama sahiptir; "kontrol etmek", "boyunduruk altına almak" veya "birleştirmek" anlamına gelen Sanskrit "yuj" kelimesinden türemiştir.
"Kavuşma", "bir araya gelme", "birlik", "karşılaşma" ve "yöntem" olarak çevrilebilir. Yoga uygulayan veya yoga felsefesini takip eden kişiye yogi ya da yogini adı verilir. Yogini ifadesi "yogi"isminin dişil kullanımıdır.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Yoga
Uzakdoğu’da bir tapınakta tefekkür ve sohbet yoluyla bir grup mü’min hakikatı bulmaya ve yaşamaya çalışıyordu. Dışarıya kapalı, başkalarını hemen hiç kabul etmeyen bir topluluktu bu. Bu grubun en önemli özelliği, az konuşmak, hakikatleri ince bir dille ifade edebilmekti.
1999 depremi olmadan iki gün önce Yalova’da yazlık evimdeydim. 15 ağustosta Amsterdam’da lisede okuyan çocuklarımın okulları açılıyordu. Onları Amsterdam’a yolcu etmek için yazlıktan ayrıldıktan iki gün sonra deprem oldu.
Küçük istavrit, yiyecek bir şey sanıp hızla atıldı çapariye. Önce müthiş bir acı duydu dudağında, gümbür gümbür oldu yüreği. Sonra hızla çekildi yukarıya. Aslında hep merak etmişti denizlerin üstünü, neye benzerdi acep gökyüzü?
Büyük Doğu Japonya Depreminden 10 Yıl Sonra: Yoga Perspektifinden Doğal Afetler ve Ruhsal Gelişim
Japonya’daki Toyo Üniversitesi’nde Satoko Murakami, Chieko Kato ve Koichiro Aoki tarafından gerçekleştirilip 2022 yılında, Open Journal of Social Sciences dergisinin Nisan sayısında, “Büyük Doğu Japonya Depreminden 10 Yıl Sonra:
Yoga Perspektifinden Doğal Afetler ve Ruhsal Gelişim” adlı makale olarak yayımlanan araştırmanın özet ve sonuçları aşağıda Türkçeleştirilerek sunulmuştur.
Araştırmanın Özeti ve Bulgular
Büyük Doğu Japonya Depremi’nde çok sayıda alan tsunami nedeniyle yok oldu. Ayrıca pek çok insan memleketlerini, yuvalarını, arkadaş ve aile bireylerini kaybetti. Afetzedeler, pek çok kayıp deneyimini bir arada yaşadılar.
Bu çalışmanın amacı, afetzedelerin 10 yıl sonraki zihinsel gelişimlerini yoga perspektifinden incelemek ve gelecekteki olası doğal afetlerde, afetzedelerin çeşitli zihinsel problemlerle başa çıkma olasılıklarını araştırmaktır.
Afet mağdurlarını desteklemek için kullanılan yoga terapisi, yoganın 3 bacağını içermektedir: nefes, meditasyon ve egzersizler. Bu 3 unsur mağdurların duygularını kontrol edebilmelerine ve olaylara, kendilerine dışarıdan objektif bir şekilde bakabilme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmaktadır.
Bu çalışma, 60 ile 80 yaşları arasında olup Iwate vilayetinde yaşayan, 20 kişi ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yaparak yürütülmüştür. Katılımcıların yarısı depremden sonra yoga terapisine katılan, diğer yarısı ise yoga terapisine katılmayan kişilerden oluşmaktadır.
Görüşme maddeleri için, Travma Sonrası Gelişim (TSG) maddelerine dayanarak geniş kategoriler hazırlanmıştır. “Depremden on yıl sonra” sözcük öbeklerini içeren semantik ağ diyagramlarını oluşturabilmek adına sözlü transkriptler metin madenciliği yoluyla analiz edilmiştir. Ayrıca sözcüklerin oluşturduğu semantik ağ diyagramlarını daha da açıklığa kavuşturmak için sözlü transkriptler okunurken ileri analizler de gerçekleştirilmiştir.
Her iki gruptaki katılımcıların yanıtlarının genel olarak pozitif olduğu tespit edilmiştir. Bunun sebebinin bölgede tsunaminin çok sık olması ve çok sayıda afetin üstesinden gelebilme öğretilerinin nesilden nesile aktarılması olduğu düşünülmektedir. Ancak yoga terapisini deneyimlemeyen katılımcılar, başkalarına karşı şefkat ve minnettarlık hissetmekle birlikte, bunların yanında negatif duygular da hissettiklerini ifade etmişlerdir. Mevcut durumu kabullenmiş gibi görünmekle beraber duruma yönelik karmaşık duygulara da sahiplerdir.
Yoga terapisini deneyimleyen katılımcıların, depremin eşi benzeri olmayan durumu esnasında yaşadıkları kişisel farkındalık ve yaşam ile ilgili ifadeleri de bulunmaktadır. Katılımcılardan bazıları, yoga öğretmeninin etkisinin önemli olduğunu, yoga terapisi yoluyla edinilen farkındalığın güçlerine güç katarak aslında zihinsel sağlıklarının üzerinde bir etkisi olduğunu ifade etmişlerdir. Yoganın gelecekteki olası doğal afet mağdurlarının, zihinsel gelişimine yardımcı olması mümkün gözükmektedir.
Semantik Ağ Analizi
Sözcükleri birbirine bağlayan ağlar çizilerek, verilerdeki semantik ağ yapısı görselleştirilmiş ve kritik sözcüklerin oluşturduğu semantik ağlar tespit edilerek hangi sözcüklerin sıklıkla birlikte kullanıldığı keşfedilmiştir. Bir ağ yapısı olduğu için, kelimelerin çizgilerle birbirlerine bağlı olup olmadığının kontrol edilmesi gerekmektedir. İki kelime yakın olsa dahi kelimeler birbirine bağlanmadıkça, bunların semantik ağ oluşturma derecelerinin güçlü olduğu anlamına gelmemektedir. Çok sayıda görünen kelimeler büyük daire ile gösterilmeye çalışılmıştır.
Yoga terapisi deneyimleyen katılımcıların semantik ağları incelendiğinde (Tablo 1) “ben”, “söylemek”, “düşünce”, “insan”, “şimdi”, “hmmm”, “bir şey” gibi kelimelerin semantik ağ diyagramında; “düşünmek” kelimesiyle birlikte kullanıldığı tespit edilmiştir. Deprem felaketi ile ilgili yorumların arasında, katılımcıların kendileri ve yaşamla ilgili farkındalıklarına yönelik de ifadeler bulunmuştur.
Tablo 1. Yoga Terapisini Deneyimleyen Katılımcıların Afetten 10 Yıl Sonraki İfadelerinin Semantik Ağ Analizi
Yoga terapisini deneyimlemeyen katılımcılar grubunun semantik ağ yapısında (Tablo 2) ise “düşünmek” kelimesinin “ben,” “söylemek”, “insan”, “afet”, “şimdi”, “önceden”, “sonrasında” gibi kelimeler ile kullanıldığı tespit edilmiştir. Başkalarına karşı şefkat ve minnettarlık içerikli sözler yer alırken, olumsuz duygulanımlar da gözlemlenmiştir.
Tablo 2. Yoga Terapisini Deneyimlemeyen Katılımcıların Afetten 10 Yıl Sonraki İfadelerinin Semantik Ağ Analizi
Detaylı Sonuçlar
150 kelimede anlamlı bir farklılık bulunamamış ve benzer ifadeler olduğu görülmüştür. Her iki grupta da en çok ayıklanan kelimeler olan “düşünüyorum” ve “düşünmüyorum” ifadeleri ve bunlara benzer ve/veya yakın anlamları olan ifadeler çıkarılmış; ardından da bu ifadeler ile kullanılan diğer kelimeler / ifadeler kategorize edilmiştir. Bu kategorizasyona “En çok kullanılan kelime ‘düşünüyorum/düşünmüyorum’ olduğu için; afetzedelerin zihinsel durumları” adı verilmiştir. Aşağıdaki kategorizasyonların geçerliliği bir Yoga Terapisti ile kontrol edilmiştir.
Yoga terapisini deneyimleyen ve deneyimlemeyen afetzedelerin, kurdukları cümlelerden ve kullandıkları ifadelerden yola çıkarak gerçekleştirilen analizler sonucunda elde edilen, zihinsel / duygusal durumlarının kategorizasyon sonuçları aşağıda verilmiştir:
Tablo 3. Yoga Terapisi Deneyimleyen Katılımcıların Duygusal Durumlarının Ana ve Alt Kategorileri:
Ana Kategoriler |
Alt Kategoriler |
Kendini Kabul Etmek |
1. Kendine inanma duygusu |
Sağ Kalanların Hayatı |
1. Hayat olumlamaları |
Doğa ile Bağlı Olmak
|
1. Doğadaki insan |
Başkalarıyla Bağımız |
1. İnsana nezaket |
Düşünen Zihin |
1. Duygusal Çatışma |
Hayatın Anlamı |
1. Hayatı ve ölümü kabullenmek |
Felaketten Sonraki Düşünceler |
1. Afet sonrası tanıklıklar |
Tablo 4. Yoga Terapisi Deneyimlemeyen Katılımcıların Duygusal Durumları ve Ana Kategorileri:
Ana Kategoriler |
Alt Kategoriler |
Kendini Bilmek |
1. Benlik felsefesi |
Başkalarına Hizmet Etmek |
1. Dikkatli dinlemek |
İnsanlar Hakkındaki Düşünceler |
1. Diğerlerinden ayrılmak |
Depremin Etkileri |
1. Tsunaminin etkisi |
Bilincin Yayılması |
1. Dünya ile bağlantı kurmak |
Hayat Boyu Ailenin Bakımı |
1. Hasta bir aile üyesine bakmak |
Geleceğe Bağlanma |
1. Evi yeniden inşa etmek |
Tartışma & Sonuç
Felaketin üzerinden on yıl geçtikten sonra, medyada konuyla ilgili geniş bir gündem olmuş, bu çalışmadaki iki grup da bu haberlerin onlara afeti tekrardan hatırlattıklarını, ancak Travma Sonrası Stres Bozukluğu ya da başka herhangi bir semptom göstermediklerini dile getirmişlerdir.
Sanriku bölgesi olarak da bilinen Tohoku bölgesinin Pasifik kıyısı, tsunaminin sıklıkla yaşandığı bir bölgedir. Sanriku tsunamilerinin karakteristik kayıtları bin yıl öncesinde dayanmaktadır. Son yıllarda, Şova döneminin (Wikipedia’dan edinilen bilgiye göre bu dönem, Japonya tarihinde 25 Aralık 1926 – Ocak 1989 tarihlerini kapsamaktadır) Şili ve Sanriku tsunamilerinden alınan dersler uygulamaya koyulmuştur. Yapılan görüşmelerde, katılımcılardan biri “Doğal afetlerde nasıl davranmam gerektiğini bana babam öğretmişti. Bu durumlara ilişkin bir düşünce yapım oluşmuştu. Doğal afet zamanında harekete geçerken babamın bu öğretilerine güvendim” demiştir.
İki grubun sonuçları karşılaştırıldığında her iki grupta da olumlu ifadeler bulunmuştur. Bununla birlikte, yoga terapisini deneyimlemeyen gruptaki katılımcılar, diğerlerine karşı şefkat ve şükran duygularını belirtmelerinin yanı sıra olumsuz duygularını da göstermişlerdir. Mevcut durumu kabul ettikleri, ancak durumla ilgili karmaşık duygulara sahip oldukları düşünülmektedir. Yoga terapisini deneyimleyen katılımcılar, kendi duyguları üzerinde kontrol sahibi olma ve olan bitene ve kendilerine objektif olarak bakabilme yetisi kazanmışlardır. Yoga terapisini deneyimleyen grubun katılımcılarının “düşünmek” ifadesiyle birlikte kullandıkları cümle ve kelimelerin kategorizasyon tablosunda (Tablo 3) görüldüğü üzere, çoğu cevapların doğal olarak oldukça spiritüel olduğu sonucuna varılabilir.
Yoga terapisinde kan akışı, kan basıncı ve kalp atış hızındaki değişikliklerin farkında olmaya çalışarak duyular içe çekilir. Pozlar, nefes egzersizleri ve seslendirme yoluyla vücudun her bölgesindeki rezonans ve genişlemenin farkına varılarak duyular hassaslaşır. Meditasyon aynı zamanda, kişinin kendi bilişinin ve entelektüel yargılarının farkında varmasının bir yolu olarak da kullanılır.
Amerika’da travma geçirmiş insanların işlevlerini iyileştirebileceğine dair raporlarda ve Kumamoto depreminden sonra yapılan ankette, yoga terapisine katılan afetzedelerin yanıtlarının “Görevimin ne olduğunu ve nasıl yaşamam gerektiğini düşünüyorum…” gibi son derece spiritüel yanıtlar olduğu görülmüştür.
Benzer sonuç, Büyük Doğu Japonya Depreminden sonra gerçekleştirilen bu araştırmada da elde edilmiştir. Yoga terapisi deneyimleyen katılımcılardan bazıları “Yoga öğretmenimin benim üzerimde büyük etkisi olmuştur.” diyerek, yoganın onların manevi yönlerinin farkında olmalarına ve maneviyatlarını derinleştirmeye istekli olmalarına yardımcı olabileceğini ifade etmiştir.
Aşağıda yoga terapisini deneyimleyen bir katılımcının yaptığı açıklamadan bir alıntı bulunmaktadır.
“Aslında depremden sonra bu deneyimi yaşadığım için mutluyum. Bunu görüp geçirdiğim için mutluyum.”
Geleneksel yoga, sağlığa ulaşırken öz farkındalık ve öz denetimden nasıl faydalanılacağına dair bilgelik içerir. Hem beden hem de zihin sağlığını iyileştirmek için gerekli teknik ve felsefe bu öğretilerin içerisinden alınmış, geliştirilmiş ve Büyük Doğu Japonda Depremin afetzedelerini desteklemek için birçok alanda yoga terapisi kullanılmıştır. “Depremden 10 Yıl Sonra Sözler” adlı bu çalışmanın sonuçları, yoga müdahalesinin hiç de azımsanacak bir etkisinin olmadığını gösteriyor.
Makalenin Orijinal Adı: Ten Years after the Great East Japan Earthquake—Natural Disasters and Spiritual Growth, from a Yoga Perspective / DOI: 10.4236/jss.2022.104010
Makalenin Orijinal Adı: Ten Years after the Great East Japan Earthquake—Natural Disasters and Spiritual Growth, from a Yoga Perspective
DOI: 10.4236/jss.2022.104010
Çeviren : Şükran Karaduman
Hazırlayan : Şafak Başkaya
Yazar/Editör. : Patrick Laude
Yayınevi ve tarihi: World Wisdom, 2010
Sayfa sayısı : 250
Dil, edebiyat, sembolizm ve mistisizm alanlarında araştırma ve yazarlığı olan Georgetown Üniversitesi profesörü Patrick Laude’ın editörlüğünde ortaya konulan bu antolojide İslam, Musevi, Hıristiyan, Hinduizm, Budizm ve Yerli dinlerinden mistiklerin, bilgelerin ve yazarların her birinin mensubu oldukları ruhsal yollardaki ses, kelime veya ibarelerin tekrarıyla ilişkili pratikleri, dua ve sürekli dua hakkındaki ifadeleri bir araya getirilmiştir.
Patrick Laude’ın eserin girişinde de belirttiği gibi tüm dinlerde Uluhiyet ile insan arasındaki doğrudan ilişkiye işaret ettiğinden duanın büyük bir önemi bulunmaktadır. Diğer bazı eylemlerin, ritüellerin icrası için belirli koşullar gerekli olsa da dua veya içsel duanın gündelik hayatta ve her koşulda yapılabilmesi bu pratiğin söz konusu ilişkiyi kurmak ve korumaktaki önemini arttırmaktadır.
Crow kabilesi otacı/şamanı Thomas Yellowtail’in kitapta yer alan şu satırları duaya Amerikan yerlisinin bakışını yansıtmaktadır: “Gün, pipo ile edilen duayla başlar ve sona ererken gün içinde de dua etmek önemlidir. Her gün, her ne yapıyor olursam olayım Tanrı’ya sürekli dua eder ve onu düşünürüm. Çalışma sürecinde çalışma alanı dışında veya her nerede olursam olayım, yalnızken sürekli dua ediyorum. Bugün olduğu gibi otobanda araba sürerken olduğu gibi seyahatlerimin çoğunda yalnızım. Şehre inerken veya bir başka yere giderken ve araç sürerken, araç sürerken olduğu gibi dua ediyorum. İşimde veya bir başka yerdeyken her zaman dua ediyorum. Acbadadea,[1] O’na dua ettiğimi biliyor ve beni işitiyor. Ne yaptığımın bir önemi olmaksızın sürekli dua ediyorum. Dua etmeye o derece alışkınım ki dua etmeyi bırakamıyorum ve kişinin yapabileceği en iyi şeyin bu olduğunu düşünüyorum. Eğer gerçekten arayış içindeyseniz günün dua ile geçirilebilecek pek çok vaktini bulabilirsiniz. Sürekli Tanrı’ya dua eden ve Tanrı’nın ismini anan pek çok insan olduğuna eminim. Bir Crow Amerikan Yerlisi için “Acbadadea” muhtemelen gün içinde en iyi kısa duadır. Bu, Tanrı’ya yönelik en yüce tespihtir… İnsanlar diğer şeylerin duadan daha önemli olduğunu düşünürler, fakat yanılırlar. Kişi çok miktarda paraya sahip olabilir ama onu kendisiyle götüremez. Sahip olduklarımızdan birazını paylaşmak ve dua etmek iyidir. Kişinin zenginliği Tanrı’ya ilişkin bilgisi ve sevgisiyle ölçülmelidir.”
[1]Crow kabilesinde Tanrı için kullanılan ve “herşeyin yukarıdaki yapıcısı, yaratanı” anlamına gelen Kızılderili ifadesi. (ç.n)
Eğer bu yazımı okumaya başladıysan kendinin arayışında olan bir hayat yolu öğrencisi bilincindesin demektir. Kendini aramak bilincin bir yükseliş aşamasıdır yolun neresinde olursan ol çaban bu bilince ışık tutmaya yeter.
Kendimize söylediğimiz yalanlar, ve başkalarına yutturmaya çalıştığımız... Kendimiz hiç yutamazken...
Boğazımızda sürekli bir sıkıntı... Ve kim bilir nerelerimizde…
Günlerdir isyandaydım kentsel dönüşüme giden binada yalnızca biz kaldık. İstanbul'da kiralar malum. Bu sabah uyandım, telefonun ekranında onlarca arama. Ne oldu demeye kalmadı komşum aradı.
Sevgili Halasana,
Seninle ilk tanışmamız bir hayli garip olmuştu. Öncelikle ileri bir yaşta yogaya başlayan ve hiç esnek olmayan benim için, beyhude bir çaba gibi gözüken ama içten içe çocukluğuma yönlendiğimi hissettiren bir duruştun.
Stresi ve gerginliği en çok tutan yerler boyun ve omuzlarımızdır çünkü farkında olmadan, gerildiğimiz her an omuzlarımızı sıkar boynumuzu içine çekeriz; adeta kendi bedenimize girmeye çabalar vücudumuzu kapatırız.
Karga pozu olarak bilinen bir asanadır.
Kargalar, keskin gözleri en az gözleri ve gagaları kadar sivri zekâlarıyla da ünlüdür. Karga pozu her şeyin ötesinde beden ve zihin dengesini güçlendirir.
Meditasyonun bir pozun içinde stabil, gözler kapalı bir biçimde dikkatin içeriye doğru devindiği bir pratik olduğunu biliyoruz, meditasyon özün evrenle ahenk ile buluşma halidir o bir eylem değil andır çünkü o yapma halinden ziyade, olma halidir, kim ki bunda inkişaf ederse üzerine düşündüğü tüm zanlarının sınırlarından çıkar ve kutsal ahengin parçası olur, asana ise meditasyonun aksine bedenin aldığı formlarla evrenle konuşma dilidir.
Doğudan başlıyorsun. Güneşin doğduğu yer, ilkbahar ve doğum. Burası yeni başlangıçlar, uyanışlar yeri.
🪶
Modern dünyada, meditasyon kelimesi geniş ve yanlış anlamlarda kullanılır hale geldi. Bu sebeple, meditasyonun nasıl pratik edileceği hakkında çok fazla kafa karışıklığı mevcut. Bazı insanlar meditasyon kelimesini düşünmek veya bir şey üzerine tefekkür etmek anlamında kullanırken, bazıları da hayal kurmayı işaret etmek için kullanıyor. Ancak meditasyon (dhyana) bunlardan hiçbiri değildir.
Eğer bu yazımı okumaya başladıysan kendinin arayışında olan bir hayat yolu öğrencisi bilincindesin demektir. Kendini aramak bilincin bir yükseliş aşamasıdır yolun neresinde olursan ol çaban bu bilince ışık tutmaya yeter.
Patrick McKeown ile Amerikalı Yoga Eğitmeni Robin Rothenberg arasında geçen aşağıdaki söyleşi, Robin’in kitabı “Restoring Prana: A Therapeutic Guide to Pranayama and Healing Through the Breath”in yayınlanmasından hemen önce Kasım 2019’da yapılmıştır. Robin, İrlanda'da Patrick’le fonksiyonel solunum üzerine çalışmış ve solunum bilimi anlayışını Vedik metinler ile ilgili yaptığı derin araştırmalarına entegre etmiştir.
Yogayı bir yaşam yolu olarak benimseyip, daha derin araştırmaya başlayınca, önce bana çok yeni olan bu kavramlar içinde kayboldum sonra tekrar tekrar, ne anlatılıyor diye bir çok kaynaktan okumaya devam ettim. Okuduğum kitapların dili de çok ağır geliyor ve konular dalanıp budaklanıp dahada karışıkmış gibi hissettiriyordu.