"Fars edebiyatının gelmiş geçmiş en ünlü şairlerinden biri olan Hafız-ı Şirazî (Şirazlı Hafız) Timur döneminde yaşamıştır, İran edebiyatında gazel türünün öncüsüdür. Osmanlı edebiyatını, hatta Batı edebiyatını (mesela Goethe’yi) derinden etkilemiş bir sanatçıdır. İran’da her evde Kuran-ı Kerîm’den sonra bir de Hafız Divânı bulunduğu söylenir.

35 yıl içinde Çin’e ve Delhi’ye kadar bütün Asya’yı, Irak, Suriye ve İzmir’e kadar Anadolu’yu ele geçiren; sefer yaptığı yerleri, Bursa’yı, Bağdat’ı yağmalayan Timur, Buhara'yı ve bilhassa başkenti Semerkant’ı îmâr ettirir. Pek çok medrese ve kütüphâne yaptırır. Âlimlere çok değer verdiği için, çağının önemli sanatkârları, bilginlerini ve din adamlarını Semerkand’a getirir, himaye eder. Burada pek çok sanat eserleri yaptırır, örnek ve zengin bir şehir hâline getirir. Aksak Timur Semerkand ve Buhara’yı “iki gözüm” diye anar.

Timur’un imparatorluğunun sınırlarını olabildiğine genişlettiği dönemde, Hafız bir gazel yazar.

Bu gazelin bir beytinde şöyle der:

“Eger ân Turkî-i Şîrâzî be-dest âred dil-i mârâ
Be-hâl-e hindûyeş bahşem Semerkand û Buhârârâ”

“O Şirazlı Türk (güzel) bize iltifat eder, gönlümüzü alır, aşkımızı kabul eylerse,
Onun siyah benine Semerkand’i de bağışlarız, Buhara’yı da”

1387’de Şiraz’ı fetheden Timur, bu beyti okuyunca müstehzî bir şekilde gülümser.  Öyle ya Hafız, Timur’un üzerine titrediği “iki gözüm” dediği şehirleri bahşetme cüretini göstermektedir.

Hem de sadece bir güzelin siyah bir benine!

Vergi memurlarını çağırır Timur.

Hafız’a gidip vergisini ödemesini söylemelerini emreder. Eğer ödemezse şairi huzuruna getirmelerini ister.

Vergi memurları Hafız’a gider, vergi ödemesini talep ederler:

"Ben meteliksiz bir şairim. Vergi verecek param yok" cevabını verir Hafız.

Bunun üzerine Timur’un huzuruna çıkartırlar cömert şairi.

Timur:

-Şair! Biz Semerkant ve Buhara’yı fethetmek için bunca Müslüman kanı feda ettik. Sen ise onu bir güzelin kara benine bağışlıyorsun. Bir de param yok diyerek vergini ödemiyormuşsun. Bu ne cömertlik, bu ne çelişki?

Hafız, ellerini yana açıp fakir ve perişan hâlini göstererek:

-İşte, o yüzden bu hâldeyiz ya sultanım, cevabını verir.

Bu cevap karşısında Timur’un öfkesi yatışır:

-Şu cömert şaire iki kese altın verin!, der."




Go to top