Geçmişte bıraktığın şeyleri düşününce nasıl tepki verdiysen, şu anda da aynı oluyor olabilir. Sinir sistemin DON moduna geçiyor belki istemsiz. Eğer zaman zaman böyle hissediyorsan derin bir nefes al sonra yeniden toparlayıp kendini içinde hapsettiğin geçmişinle barışmayı seç.

Her defasında kendini daha iyi hissettirecek bir duyguya  sarıl. Bu bazen hafiflik hissi olabilir. Kucaklanmak, emniyette olmak, neşe, keyif, formsuz ve engellenmemiş taktir ya da coşkulu bir heves  de olabilir bazen.

Hayatı dinle bazen de sessizce o sessizlikte düşün bırakman gerekenleri, bırakamadıklarını, neyi, kimi affetmen lazım içinde.

Geçmişin başka türlü olmasını dilemeyi mi? Seni tüketen alışkanlıkları mı? Herkesin seni onaylaması ya da takdir edilme isteğini mi? Canını acıtanı ya da terk edip gideni mi? İstemeden taşıdığın kimlikleri mi?

Bunların hepsini şu anda mı bırakmalısın ya da teker teker zamana yayarak mı? 

Sor kendine bıraksam nasıl hissederim? Hafiflikle bırakmak mümkün mü? 

Bütün bunları düşünebilmene rağmen çoğu zaman haklı da olmana rağmen, benim gibi sende de birini geride bırakmak istediğinde içinde kocaman bir acı oluyor mu? Sanki onun içindeki çocuğu, iyiyi, güzeli sadece sen görebilirmişsin gibi. Sanki onu sadece sen iyileştirebilirmişsin gibi.

Geçmişte sana yapılan hatalarda bile mutlaka kendine bir pay çıkartıyor musun peki? Neden dal  vermeyecek ağaçları sulama isteğin? Neden devam ediyorsun karşılık görmediğin insanları sevmeye?

Bütün bunları düşün. Sonra derin bi nefes al. Aldığın nefes, kalbini, yüzünü, karnını, bütün bedenini yumuşatsın ve sesli bi ah diye bırak gitsin.

Cevap aramadan, çözüm kovalamadan kal şimdi anda. İzin ver ihtimallerin kendi zamanında olmasına .Gözlerini çevirip yeniden bak hayata. Hayat her zerrende. İzin ver büyük öğreticiye. Hafifliğin içine işlemesine, huzuru hissetmeye. Her şey mümkün de. İçinden yeniden yeniden tekrarla.

Her şey mümkün.

Evet bazen  bırakmak lazım bile isteye. Olmuyorsa ya da nasıl bırakılacağını bilemiyorsan bir şekilde olacağını hissederek adım at yeni bir başlangıca. Bazen zor gelecek biliyorum ama topla bütün cesaretini kapat o kapıyı bitir o ilişkiyi ya da alışkanlığı yeni tohumlar ek kalbinin uçsuz bucaksız ovalarına. Zira hayat pişmanlıklarımız, sahip olamadıklarımız, geride bıraktıklarımız değil. Basitçe yürürken başımıza gelenler. Hiç kimse olmasa bile yanımızda, YOL bizimdir.

Varolan tek gerçek “AN”ı anlamaya çalışmak. Hayat tamamen anlıktır ve bunun böyle olmadığını düşündüren, korkularımızdır. Anı yaşa bir şeyleri bırakamıyorsan hayatın sana bıraktırmasına izin ver. Bak o zaman göreceksin; sebepsiz bile mutlu olduğunu, gerginliğin hafiflediğini, acının azaldığını, kalbine ektiğin tohumların filizlendiğini.

Bu hayatta sınırlı vaktimiz olduğunu hatırla. Sen başına gelenlerden yada vazgeçtiklerinden ibaret değilsin. Sen olmayı seçtiğin şeysin.

Yenilen, tazelen neye inanıyorsan onu yap. Kapatman gereken defteri kapat vedalaşman gerekenleri geride bırak. Bırak ki daha güzeli, daha yenisi gelsin. Şifasıyla, huzuruyla ve tüm coşkusuyla gelsin.

Tüm bunlar için önce niyet et, sonra yer aç kalbinde gelecek olan güzelliklere.

Sevgiyle kal,

 

SİTEDE ARA

Go to top