Kendimize söylediğimiz yalanlar, ve başkalarına yutturmaya çalıştığımız... Kendimiz hiç yutamazken...
Boğazımızda sürekli bir sıkıntı... Ve kim bilir nerelerimizde…
Hepsinin sonunda ".’’ var. Soru ya da düşünce değil öyle görünsede. Artık söylendi. O an için. O ana kadar her zaman ve değişmezse gelecek zamanlar için de...
-Oldu artık şimdi bunu mu konuşucaz.
-Bir dahakine bakalım.
-Şimdilik bu daha kolay.
-Şu an bu, en kârlı olan.
-Elimdeki bu, ne yapabilirim.
-Ben böyleyim.
-Herkes öyle yapmıyor mu zaten.
-Dünyayı ben mi kurtarıcam. Diyen bir de - "Sen mi kurtarıcan’’ da diyor, yukarıdan bir yerlerden sesleniyor sanırken kendini, en aşağıdan, unutmayalım.
-"Dereyi geçene kadar, ayıya dayı’’
-Böyle gelmiş böyle gider.
-Biliyorum ben de yanlış olduğunu.
-Seçme şansım var da sanki.
-Hiç bir şey olmaz takılmayalım öyle her şeye ince ince, böyle hayat mı geçer.
-Bi "Doğrucu Davut’’ sen misin? Ben mi olacağım.
-İşi bilicen, işe gitmiycen.
-Fazla karıştırma oraları.
-Şu bir şöyle olsunda sonra bakarız.
-Aynı şey mi o şimdi, benimki farklı.
-Dur şimdi boşver.
-Ortam bildiğin gibi değil, yolu bu.
-Bu kişi/ iş/ sektör/ hayat/i ilişki/ dünya/ mahalle/ aile………böyle zaten.
-Benim yapacağım/ söyleyeceğim/ olacağım, hiç bir şeyi değiştirmez
-Bir ben mi. Hem de tek başıma.
-Farkındayım ama..
…………………………….
Veee
-Bunları biliyoruz zaten!
-Şimdi sırası mı?!
Namaste