Houston Üniversitesi İşletme Fakültesi Maliye Bölümü’nü bitirip diplomamı aldığımda çok sevindim. Bu diploma yirmi dört yaşında üniversiteye başlayan, evli, iki küçük çocuğu olan bir annenin aldığı en büyük ödüllerden biriydi.

Oyun bahçesine götürdüğüm bebeklerimi, bir yandan salıncakta ayağımla sallarken, bir yandan da elimde tuttuğum hazırlık notlarıma çalışarak girdiğim sınav sonuçlarının başarı belgesiydi. Bu diploma alnımın teriydi. Beş sene verdiğim emeğin karşılığında edindiğim bilgi ve deneyimlerimin ödülüydü. Muhasebe, bilgisayar, pazarlama, liderlik, borsa, maliye ve hatta seçme ders olarak aldığım klasik müzikten bile iyi kötü anlar hale gelmiştim. Peki ne olmuştum? Olmam gereken neydi? Bilgiler edinmiş, eğitim almış ve mezun olmuştum. Hepsi bu. Özgüvenim artmış mıydı? Evet, artmıştı. Başarmanın tatminini yaşamış mıydım?  Evet yaşamıştım. Tekrar yapar mıydım? Evet yapardım. Neden yapardım? Çünkü öğrenme sürecinden muhteşem bir keyif almış, dolu dolu yaşamıştım.

2019 yılında FMK Bilgelik Okulu’nu kurup, The Work eğitimleri vermeye başladığımızda sık sık karşılaştığımız sorular arasında katılımcılara sertifika verip vermeyeceğimiz de oluyordu. Eşimle birlikte Byron Katie International Enstitüsü’ne gidip dört yıl süren eğitimden sonra sertifikalarımızı aldık. FMK Bilgelik Atölyesi’nde The Work eğitimleri vermeye başladığımızda birkaç kurs alarak sertifika almak isteyen, ilk sordukları şey sertifika olan ve sertifika almak için ısrar eden katılımcılara;  sertifika verme yetkimiz olmadığını, ancak katılım belgesi verdiğimizi duyurduk. Sertifika isteyenlerin ısrarı yine de sürüyordu.

International The Work enstitüsünün açıldığı zaman kayıt yaptıran ilk öğrenciler arasındayım. O zamanlar aldığımız kurslar arasında “Sertifika Aldım, Şimdi Ne Olacak?” diye bir kurs da vardı.  Bu eğitim sırasında sertifikadan beklentilerimizi, yaşamımızda yaratabileceği değişimleri sorguluyorduk. Sertifika aldığımda ne olmasını istiyordum?  “Kendimi seveceğim, sayacağım, para kazanacağım, uzman olacağım, başaracağım,” gibi pek çok istek yazıyordu listelerimizde.

Bazı insanlar sertifikaları unvan gibi görüyor, sertifikanın çok önemli olduğunu düşünüyor. Bazıları ise sertifika istemiyor, imzalı kâğıt yerine çalışmalardan edindikleri bilgelik ve deneyime odaklanıyor. Bu arada sertifikaların her zaman deneyim, ustalık veya yeterlilik anlamına gelmediğini de unutmayalım. FMK Bilgelik Okulu bir şeyi öğrenme okulu değil. Katılımcıların hikâyelerinin ötesinde kim olduklarını deneyimleme okulu. Olmak ve özüne gitme yolculuğu. Bu yolculuk sırasında bize yardımcı kaynak olan The Work düşünce sorgulama yöntemi aracılığıyla, düşüncelere inanma ve inanmama arasındaki farklı deneyimin eğitimi verilir. Öncelikli amaç eğitim vermek değil,  aracın nasıl kullanılacağını öğretip aydınlanmaya destek olmaktır.

Geçenlerde Byron Katie Enstitüsü’nden mezun sertifikalı bir arkadaşımla The Work yaptık. “Sertifikam var, bir şeyler yapmam lazım,” düşüncesine inanıyor ve bu düşünce altında adeta eziliyordu. Ona neler yapmak istediğini sordum. “Senin yaptıklarını yapmak istiyorum. Ben de birçok insanın The Work çalışması aracılığıyla yaşamlarına dokunmak istiyorum,” dedi. Ona bunları neden yapmak istediğini sordum. Bir süre düşündükten sonra daha mutlu olacağını, yaşamına doyum geleceğini, kendisini daha iyi hissedeceğini söyledi. “O zaman neden yapmıyorsun, seni ne engelliyor?” diye sordum. Gözlerini kapattı. İki elini bir araya getirip çenesinin altında birleştirdi. Kafasını yukarı kaldırdı, düşünmeye başladı. Sonunda anlattı. İnanmıyordu yapabileceğine, kendisini şişman ve çirkin buluyordu, daha önce de denemiş ama başaramamıştı. Çevresi yoktu, tanıdığı koçlar gibi pazarlamacı olup, kendisini satmak istemiyordu. Özgüveni düşüktü ve başarabileceğine inanmıyordu.

Ona “Başardığında ne olacak, sonuçtan ne bekliyorsun?” diye sordum. Mutlu olmak, kendisini sevmek istiyordu. Özgüven ve saygı istiyordu. “Kısa yol varken yolu neden uzatıyorsun, ne istiyorsan şimdi, koşulsuz olarak kendine neden vermiyorsun?” diye sorduğumda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Şükran duyguları eşliğinde teşekkürlerini tekrarladı. Uyanmıştı. Kendisini güvende hissetmesi için ne sertifikaya, ne de bir şeyler yapmaya ihtiyacı vardı. Yapmak bir seçimdi. Kendisini iyi hissetmesi, özgüvenin artması olmak haliydi. İyi hissetmesi ise koşulsuz biçimde her an mevcuttu.

 

 

 

 

 

 

 

SİTEDE ARA

Go to top