Her yıl aynı gün, deneyimlerimizi tamamlayarak veya eksik bırakarak döngülerimizi yenileriz, yaş alırız. Yaş, asla sadece bir zaman dilimini ve sayıları içermez o olgunluk, erdem ve tecrübelerin katsayısıdır.

“Akıl yaşta değil baştadır, fakat aklı başa yaş getirir” demiş Cenap Şahabettin ne kadar yerli bir vecize.

Her şeyin olduğu gibi bedenimizinde bir vadesi, miladı var. Fiziksel beden zamana yenik düşerken zihnimiz, zamanla ayıkır ve canlanır çünkü bizler önce bilgileri öğreniriz sonrasında ediniriz ve iyice yaş aldıktan sonra onu hâl ederiz bu çok kıymetlidir.

Her yaşın kendine has erdemleri vardır, yaşı inkar etmek benliğine saygısızlıktır bu yüzden yaşınla barış onun getirdiği bilgiye şükret ve yaşının insanı ol… 

Yaşını sevmez isen bütün musibetler o vakit gelir, hastalıklar gibi. Çünkü istemediğin başına gelir:) Mesela hasta olmayayım ile sağlığı istiyorum demek kökenen aynıdır ancak yaydıkları frekanslar farklıdır. Bilinç altında yaşını kabullenmemenin sebebi hasta olmama arzusudur, bunu farkedip beyninden bu kodu sildiğinde enerjin doğru yöne akacaktır.

Yeni bir yaşın niyetleri ve güzelliklerini üzerimize giymek için bir çok şeyi geride bırakırız. Yer açarız kalbimizde ilahi sevgiye ve büyük erdemlere...

Antik Yunan’da Erdemli insanın 12 özelliği varmış:

Azim 
Nezaket
Cömertlik
Doğruluk (Rasyonellik)
İhtişam
Saygı
Adalet
Sağduyu (bence en ulvi erdem bu)
Zekâ
Cesaret
Cazibe...

ARİSTO İÇİN İNSANI TAÇLANDIRAN ASIL ERDEM : Magna-anima (latince) yani “yüce gönüllük”

Magna:Yüce / Anima:Ruh kökünden geliyor 

Bu erdeme sahip kişi kendisini çok iyi tanıyor, sahip olduğu bütün potansiyelleri ve gücünün sınırlarını biliyor. Bu gücün aynı zamanda ağır bir sorumluluk gerektirdiğinin de farkında. Her koşulda özgüvenini, soğukkanlılığını yitirmiyor. Asla intikam duygusu taşımıyor. Yaşadığı topluma yarar sağlayacak işler için çalışmaktan büyük bir mutluluk duyuyor. Adaletsizliğe, kötülüğe karşı gözünü kırpmadan mücadeleye girişiyor. Gerektiğinde; ulvi, yüksek erdemli amaçlar uğruna kendi çıkarlarından, rahatlığından, güvenliğinden, hatta yaşamından bile vazgeçiyor! Muhteşemmm…

Bugün benim doğum günüm ve şunları söylemek istiyorum :) 

İyi ki varız…

Kolektifi biz yarattık, iyisiyle ve kötüsüyle…
Hepimiz yoğuşmuş birer enerjiyiz,
Hepimiz sonsuzun bir tezahürüyüz,
Hepimiz varlığımızla kusursuzuz,
Hepimiz Evrenin bir zerresiyiz,
Hepimiz hakikatin bilgisiyiz,
Hepimiz ilahi bir tasarımız,
Hepimiz birer guru ve siriyiz (bilge),
Hiçbirimiz eksik değiliz, eksik gördüklerimiz de aslında sahip olduğumuz en değerli şeyler, güzeli görmek güzel bakmakla alakalıdır yoksa zihnin teshirinde ki gözler her zaman kötüyü görür...

Biz her şeyiz. Her şey her şeyden etkilenir, benim duygusal fiziksel her türlü halim seni etkiler, benim döngümde yaşadıklarım direkt seninlede ilintili, benim bu yaşımdaki niyetimi anlatan çok sevdiğim, bahsini geçirdiğim konularıda içine kapsayan bir mantra var!

“Lokah Samastah Sukhino Bhavantu“

Manası da şudur ki; “Her yerdeki tüm varlıklar mutlu ve özgür olsun ve herkesin bu mutluluğu ve özgürlüğü için, kendi hayatımın düşünceleri, sözleri ve eylemleri ile bir şekilde katkıda bulunabilirim.”

Bir hareketimle tüm yaratılışı etkileyebileceğimden bahseder bu mantra. Sıkışmış ve frekansı düşük bütün negatif duyguları (korku, utanç, suçluluk, öfke, haset, kıskançlık, hüzün) yok eder. 
İnsanın ruhuna bir huzur getirir! 

Yeni döngüm bu doğrultuda olsun, ilahiye katkı sağlasın. Görünenin ardında saklı dip bilgiye ulaşayım. Sindireyim, izleyeyim, hakikati en saf penceren göreyim. Potansiyel güçlerimi uyandırayım. Dış ve iç dünyamda ki dengeyi koruyayım. 

Huzurla geçen döngülerim olsun ki bu iç huzuru sizlere de yansıtabileyim.

Namaste…

Betina’dan sevgiler :) 



 

SİTEDE ARA

Go to top