Sen hiç doğada, evrende, adı üstünde Var-ol-uşta,  "Ol"mayan bir şey gördün mü, duydun mu? 

Doğasını, "doğal olarak’’ tamamlamayan bir şey? Vazgeçen oynamayan ya da düşünen, plan yapan... Mümkünlü müdür ki?

Ama her yeni gün, bir şeyler, olmuyor, olamıyor bir türlü değil mi, baktığımız yerden?

Kirlettiğimiz düşüncelerimizden?

Nereden, kimden öğrendiğimiz belli olmayan, bir kısa baksak kolayca tanıyabileceğimiz ama sıkı sıkıya sahip çıktığımız, hiç güncellemenin aklımıza gelmediği, bakış açılarımızdan?

Ol’madığından değil, düşünmek istemediğimizden... 

Vazgeçtim bugün oradan doğmayacağım, buradan batmayacağım, şimdi yağmur olup yağmıyacağım, sinir olsun, açmayacağım, çiçeğim ama ona güzel kokmayacağım, dur bakalım, biraz donsun her yer, sonra kar olmayacağım.

Meyve vermemeyi düşünüyorum, evet tohumuma kaçacağım, yemesin.

Hmmm, acaba kelebek olan tırtıl mı olsam yoksaaa ol-mayan mı?

Bugün her günkü yörüngemden çıksam da, şölee başka yerleri de turlasam, ya da Ol’mayıversem nolur ki...

Yani, her şey zamanında, kendine has zamanıyla mümkün. 

Biz muktedir değiliz tek başımıza, sebebin ya da sonucun gerçekleştiricisi değiliz, bu düşünce çok büyük bir yük bir insanın taşıması için...

Ama dahlimiz var, ortağız, sorumluluktan kaçamayız, birlikteyiz. 

Etki edebileceğimiz ve değiştirebileceğimiz tek şey, bakış açımız...

Ol’an duruma nasıl baktığımız,

Ol’anın bizden farklı olmayacağının idraki ile,

Ol’mayan bi şey olmayacağının da farkında olarak,

Ve Ol’ana güvenerek,

Ol’anın içinde, sağlık ve şükürle nefes alacağımız bir alan yaratmak kendimize...

Bunu öğrenmek... 

"As above, so below’’ 

Yukarısı nasılsa aşağısı da öyle. İçimde olan ne varsa dışımda da var. Yeryüzünü nasıl görüyorsam, gökyüzü de öyle. Kendimi nasıl görüyorsam hücrelerim de öyle, atomlarım da öyle.

Tanrı da, evren de, hava, güneş, insan… muhatap aldığım heer şey öyle... 

Namaste




SİTEDE ARA

Go to top