Yoga ile geçen onca yıldan, binli saatleri bulan eğitimlerden sonra yeni bir eğitim için yola çıkmaya hazırlanıyorum. Yoganın en çok korktuğum, kaçtığım, çokça eksik olduğumu düşündüğüm alanında eğitim almaya hazırlanıyorum, heyecanlı mıyım?

Evet, çok heyecanlıyım, fakat aynı zamanda öğreneceklerimi de çok merak ediyorum ve biraz da olsa endişeliyim. Fakat şöyle  bir şey var, ben her yeni eğitime başlarken endişeli olurum, bu yüzden bu endişe halini çok da önemsemiyorum çünkü biliyorum ki o halim de bana dahil. 

Yazılarımı okuyan birçok kişinin tahmin edebileceği gibi “meditasyon” eğitimine başlıyorum sadece meditasyon değil,  eğitim aynı zamanda nefes tekniklerini de kapsıyor, yoganın en sevdiğim alanlarından biridir nefes çalışmaları ve aynı zamanda meditasyonun kolaylaştırıcısıdır. Çok uzun zamandır, asana pratiklerimin dışında çeşitli nefes tekniklerini de düzenli olarak çalışıyorum, meditasyon ile ilk yakınlaşma zamanlarında nefes çalışmalarım bana destek olmuştu. Ne kadar pratik yapmış olursam olayım, gerçekten benim için yeni bir yolun başındayım, içimdeki felaket tellalına kulak versem, arkamı dönüp koşarak kaçacağım ama benim bu yollara düşmemi sağlayan o aşırı meraklı tarafım yola çıkmak için beni arkamdan itip, cesaretlendiriyor.

Aldığım onca eğitimin içinde tabi ki meditasyonla tanıştım, hatta zaman içinde yönlendirmeli ya da yönlendirmesiz meditasyonlara oturmayı ve bir süre de olsa nefesime tutunup o ana odaklanmayı da başardım. Ve hala çok ustalaşamamış olsam da, zihnimi, düşüncelerin peşine takılıp gittiği yerlerden kulağından tutup bulunduğum an’a geri döndürmeyi öğrendim. Aslına bakarsanız ilk zamanlar sadece hareketsiz oturmaya, içimden çıkan bir hareket olursa onu görmeye ve durdurmaya çalıştım diyebilirim. Yıllardır uyguladığım bir kuralım var ve bugüne kadar çok işime yaradı, her yeni yola o konu hakkında hiçbir şey bilmiyormuş gibi çıkarım, mutlaka bildiklerim olur ama ben bilmediklerimi öğrenmek için kendime alan açarım.

Hakkında çok fazla bilgim olmayan denizlere yelken açmamın en büyük nedeni, her eğitimle birlikte yoga ile ilgili biraz daha fazlasını öğrenebilmek, biraz daha derinleşmek  ve öğrendiklerimi öğretebilmek niyetiyle yola çıkıyorum. Yoganın ilk zamanları hoca meditasyona oturun, hareketsizleşin, sessizleşin ve hiçbir şey düşünmemeye gayret edin dedikçe, içim kabarıp taşardı, sanırdım ki herkes hiçbir şey düşünmemeyi başarıyor da bir tek ben yapamıyorum. Kendimi eksik hissettikçe kaçar, kaçtıkça daha da eksiliyormuşum gibi hissederdim. O yüzden ilk beş, altı yıl hiç meditasyon pratiği yapmadım diyebilirim. İçten içe yapamadığım bir şeyin peşine düşmenin anlamsız olduğunu düşünüyordum. Sonra ne oldu da bu yolun kıyısına geldiniz acaba?  Derseniz eğer, tabi ki ”pandemi” oldu ve biz belirsiz bir süre için evlere kapanıverdik. Bu kapanma halinin başlarında mutlu mesuttuk, sonra sıkılmaya başladık, sıkıldıkça yeni arayışlar içine girdik. Benim oryantasyon ve meditasyon pratikleri ile tanışmam bu zamanlara denk geldi, yani eskilerin dediği gibi “her şer’de bir hayır vardı”  Yıllarca boşu boşuna gözümün korktuğunu fark ettim aslında “meditasyon hiçbir şey düşünmemek değil, gelen düşünceleri ötelemeden, görmezden gelmeden ama aynı zamanda onların peşine takılıp gitmeden olduğun halde kalabilme ve hatta bu da geçer yahu diyebilme pratiğiydi.”

Bu pencereden bakınca, pratiklerin, birden bire olmasa bile zamanla kolaylaşıyor ve pratikte kalma süren artıyor hele bir de rahat bir pozisyondaysan pratiğin nasıl geçtiğini anlamıyorsun. Onca yıl korktuğum, kaçtığım meditasyonun öğreticisi olmak için bir yoldayım, yapar mıyım? Tabi ki yaparım, aslında hiç ihtimal vermediğim bir yolda, yapabileceğimi düşündüğüm için yürüyorum. Öğrendiğim her bilgiyi kendim için açtığım alana dolduruyorum, çünkü daha önceki eğitimlerimden de biliyorum, öğrendiklerim hep benim elimden tutacaklar. Bir gün bir yerlerde bir meditasyon pratiğinde hep birlikte buluşmak niyetiyle bana ve eğitmenlik eğitimi arkadaşlarıma kolaylıklar diliyorum. Cesaretle kalın. 
Hoşça kalın.
Namaste.



SİTEDE ARA

Go to top