Bize nasıl davranılacağına kim karar veriyor? Ve nelere "Evet’’, nelere "Hayır’’ diyoruz aslında…

Hayat’ın, ilişkide olduğum insanların, aşk, iş, aile, dostluk ya da arkadaşlık, her birinin, hepsinin ve biraz daha düşüncenin sonuna gidersek, diğer canlıların bile, sahip olmak istediğimiz, olduğumuz (?) sandığımız, maddi, manevi her şeyin, hani, bize gelip gelmediğine kızdığımız, ayağımıza takılıp düştüğümüz taşın, üzerine çeşitli fikirler yürüttüğümüz değerlerin, olayların bile, bırakamadığımız ya da bir çırpıda bıraktığımız, anlamlar yüklediğimiz bağımlılıklarımızın, bağımsızlıklarımızın, kararını peki kim veriyor?

Ve yine belki travmalarımızla ve onları her aşamada, her şeyin belki de bahanesi yaparak, başkalarının dinamiğiyle öğrenilmiş kirli bilgilerimizle, aslında hiçbir şeyi bilemeyeceğimiz gerçeğini unutarak, her defasında yeniden inandığımız öngörülerimizle, Ol’acakları biliyoruz zaten sanmalarımızla, kendimize yarattığımız gerçek ya da hayali demir parmaklıklarımızla, gidebildiğimiz, gidemediğimiz yerlere, yapıp yapamayacaklarımıza, Ol’up, Ol’amayacaklarımıza, kim karar veriyor? 

Ol’durduklarımıza, Ol’duramadıklarımıza ve Ol’ana, bize Ol’ana,

Kim karar veriyor? 

Ve Ol’anı içinde biz yok muyuz, "Bize Ol’anın’’ ya da olduruldu, yapıldı zannettiklerimizin?

Hani ötekiler tarafından yani her zaman...

Dahlimiz yok mu?

Görebilir, bulabilir miyiz rolümüzü? 

Sadece evet dediğimiz, kabul ettiğimiz, müsaade ettiğimiz ve orada olduğumuz her şey, evet, bize olabilir, iyisiyle, kötüsüyle...

Sadece izin verdiklerimiz, kendimize hak gördüklerimiz...

Hoşumuza giden durumlarda da, ne yazık ki, negatif her durumda da... 

Arkamızı dönüp gidemediklerimiz, o, bu sebepten sustuklarımız, öyle, böyle olsun sonunda (?) diye idare etmeye çalıştıklarımız, sesimizi çıkarmayışlarımız, kabul ettiklerimiz, hayatımızı, geçmişimizi ve her günümüzü oluşturan gerçekler değil mi?

İyi niyetimizle, art niyetimizle fark etmez, her niyet sonunda bir plan ve planladığımız hiç bir şeyin gelişmesini de sonucunu da  B i L E M E Y İ Z!

Baktığımız yer sadece sonuçken, olduğumuz yeri ve zamanı da G Ö R E M E Y İ Z!

Hissedemeyiz ve işte "Gerçeğimizi’’ de yaşayamayız zaten. 

Bizden başka yazarı olmayan, her birimiz için ayrı ayrı, biricik, baş rolünde sadece kendimiz olduğumuz hayat hikayemiz, böyle yazılıyor...

Evet ve hayır dediklerimizle...

Ama plansız, andaki gerçeğimizle, düşünmeden, hesapsız, niyetsiz, bedenimizde hissettiğimiz, kalbimizden duyacağımız sesimizle sadece, kendimizi, kendimize uygun rolde hissedebiliriz🙏✨

Kendimize has, bize özel, sadece bizim için biçilmiş olan, bana özel, daha önce yürünmemiş olan, biricik "Hayat Yolumda’’ 

Şimdi, Hayat’ımın, insanların ve her şeyin bana nasıl davranmasını istiyorum, yeniden yazabilir miyim? 

Her yeni gün kendime ve kendime nasıl davranıyorsam zaten karşımda sadece onu görebileceğim gerçeğiyle, hayatıma ve diğerlerine yeni bir merakla, her yeni gün kendime ve canlı, cansız her şeye yeniden saygıyla, nelere "Evet’’ nelere "Hayır’’ diyeceğimi güncelleyebilir miyim? 

Çünkü ben öğretiyorum, ben gösteriyorum, kendime, herkese ve her şeye, bana nasıl davranılabileceğini...

Benden başlıyor, benimle başlıyor ve benimle birlikte bana Ol’ an, ben yoksam, gördüklerim, hissettiklerim, yaşadıklarım da yok değil mi?

Anlam veren, anlamı gören kim? 

Unutmamaya,

Öğrenmeye,

Deneyimlemeye,

Seyretmeye,

Saygıyla,

Hak görmeye,

Hak etmeye,

Sevgiyle,

Namaste

SİTEDE ARA

Go to top