Büyük Doğu Japonya Depreminden 10 Yıl Sonra: Yoga Perspektifinden Doğal Afetler ve Ruhsal Gelişim

Japonya’daki Toyo Üniversitesi’nde Satoko MurakamiChieko Kato ve Koichiro Aoki tarafından gerçekleştirilip 2022 yılında, Open Journal of Social Sciences dergisinin Nisan sayısında, “Büyük Doğu Japonya Depreminden 10 Yıl Sonra:
Yoga Perspektifinden Doğal Afetler ve Ruhsal Gelişim” adlı makale olarak yayımlanan araştırmanın özet ve sonuçları aşağıda Türkçeleştirilerek sunulmuştur.

Araştırmanın Özeti ve Bulgular

Büyük Doğu Japonya Depremi’nde çok sayıda alan tsunami nedeniyle yok oldu. Ayrıca pek çok insan memleketlerini, yuvalarını, arkadaş ve aile bireylerini kaybetti. Afetzedeler, pek çok kayıp deneyimini bir arada yaşadılar.

Bu çalışmanın amacı, afetzedelerin 10 yıl sonraki zihinsel gelişimlerini yoga perspektifinden incelemek ve gelecekteki olası doğal afetlerde, afetzedelerin çeşitli zihinsel problemlerle başa çıkma olasılıklarını araştırmaktır.

Afet mağdurlarını desteklemek için kullanılan yoga terapisi, yoganın 3 bacağını içermektedir: nefes, meditasyon ve egzersizler. Bu 3 unsur mağdurların duygularını kontrol edebilmelerine ve olaylara, kendilerine dışarıdan objektif bir şekilde bakabilme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmaktadır.  

Bu çalışma, 60 ile 80 yaşları arasında olup Iwate vilayetinde yaşayan, 20 kişi ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yaparak yürütülmüştür. Katılımcıların yarısı depremden sonra yoga terapisine katılan, diğer yarısı ise yoga terapisine katılmayan kişilerden oluşmaktadır.

Görüşme maddeleri için, Travma Sonrası Gelişim (TSG) maddelerine dayanarak geniş kategoriler hazırlanmıştır. “Depremden on yıl sonra” sözcük öbeklerini içeren semantik ağ diyagramlarını oluşturabilmek adına sözlü transkriptler metin madenciliği yoluyla analiz edilmiştir. Ayrıca sözcüklerin oluşturduğu semantik ağ diyagramlarını daha da açıklığa kavuşturmak için sözlü transkriptler okunurken ileri analizler de gerçekleştirilmiştir.

Her iki gruptaki katılımcıların yanıtlarının genel olarak pozitif olduğu tespit edilmiştir. Bunun sebebinin bölgede tsunaminin çok sık olması ve çok sayıda afetin üstesinden gelebilme öğretilerinin nesilden nesile aktarılması olduğu düşünülmektedir. Ancak yoga terapisini deneyimlemeyen katılımcılar, başkalarına karşı şefkat ve minnettarlık hissetmekle birlikte, bunların yanında negatif duygular da hissettiklerini ifade etmişlerdir. Mevcut durumu kabullenmiş gibi görünmekle beraber duruma yönelik karmaşık duygulara da sahiplerdir.

Yoga terapisini deneyimleyen katılımcıların, depremin eşi benzeri olmayan durumu esnasında yaşadıkları kişisel farkındalık ve yaşam ile ilgili ifadeleri de bulunmaktadır. Katılımcılardan bazıları, yoga öğretmeninin etkisinin önemli olduğunu, yoga terapisi yoluyla edinilen farkındalığın güçlerine güç katarak aslında zihinsel sağlıklarının üzerinde bir etkisi olduğunu ifade etmişlerdir. Yoganın gelecekteki olası doğal afet mağdurlarının, zihinsel gelişimine yardımcı olması mümkün gözükmektedir.

 

Semantik Ağ Analizi

Sözcükleri birbirine bağlayan ağlar çizilerek, verilerdeki semantik ağ yapısı görselleştirilmiş ve kritik sözcüklerin oluşturduğu semantik ağlar tespit edilerek hangi sözcüklerin sıklıkla birlikte kullanıldığı keşfedilmiştir. Bir ağ yapısı olduğu için, kelimelerin çizgilerle birbirlerine bağlı olup olmadığının kontrol edilmesi gerekmektedir. İki kelime yakın olsa dahi kelimeler birbirine bağlanmadıkça, bunların semantik ağ oluşturma derecelerinin güçlü olduğu anlamına gelmemektedir. Çok sayıda görünen kelimeler büyük daire ile gösterilmeye çalışılmıştır.   

Yoga terapisi deneyimleyen katılımcıların semantik ağları incelendiğinde (Tablo 1) “ben”, “söylemek”, “düşünce”, “insan”, “şimdi”, “hmmm”, “bir şey” gibi kelimelerin semantik ağ diyagramında; “düşünmek” kelimesiyle birlikte kullanıldığı tespit edilmiştir. Deprem felaketi ile ilgili yorumların arasında, katılımcıların kendileri ve yaşamla ilgili farkındalıklarına yönelik de ifadeler bulunmuştur.

Tablo 1. Yoga Terapisini Deneyimleyen Katılımcıların Afetten 10 Yıl Sonraki İfadelerinin Semantik Ağ Analizi

Yoga terapisini deneyimlemeyen katılımcılar grubunun semantik ağ yapısında (Tablo 2) ise “düşünmek” kelimesinin “ben,” “söylemek”, “insan”, “afet”, “şimdi”, “önceden”, “sonrasında” gibi kelimeler ile kullanıldığı tespit edilmiştir. Başkalarına karşı şefkat ve minnettarlık içerikli sözler yer alırken, olumsuz duygulanımlar da gözlemlenmiştir.  

 

Tablo 2. Yoga Terapisini Deneyimlemeyen Katılımcıların Afetten 10 Yıl Sonraki İfadelerinin Semantik Ağ Analizi

 

Detaylı Sonuçlar

150 kelimede anlamlı bir farklılık bulunamamış ve benzer ifadeler olduğu görülmüştür. Her iki grupta da en çok ayıklanan kelimeler olan “düşünüyorum” ve “düşünmüyorum” ifadeleri ve bunlara benzer ve/veya yakın anlamları olan ifadeler çıkarılmış; ardından da bu ifadeler ile kullanılan diğer kelimeler / ifadeler kategorize edilmiştir. Bu kategorizasyona “En çok kullanılan kelime ‘düşünüyorum/düşünmüyorum’ olduğu için; afetzedelerin zihinsel durumları” adı verilmiştir. Aşağıdaki kategorizasyonların geçerliliği bir Yoga Terapisti ile kontrol edilmiştir.

Yoga terapisini deneyimleyen ve deneyimlemeyen afetzedelerin, kurdukları cümlelerden ve kullandıkları ifadelerden yola çıkarak gerçekleştirilen analizler sonucunda elde edilen, zihinsel / duygusal durumlarının kategorizasyon sonuçları aşağıda verilmiştir:

Tablo 3. Yoga Terapisi Deneyimleyen Katılımcıların Duygusal Durumlarının Ana ve Alt Kategorileri:

Ana Kategoriler

Alt Kategoriler

Kendini Kabul Etmek

1.     Kendine inanma duygusu
2.     Benliğin gücü
3.     Başarı duygusu

Sağ Kalanların Hayatı

1.     Hayat olumlamaları
2.     Hayatın idaresi
3.     Hayatın yörüngesi
4.     Çılgınca yaşamak

Doğa ile Bağlı Olmak

 

1.     Doğadaki insan
2.     Denizin iyileşmesi

Başkalarıyla Bağımız

1.     İnsana nezaket
2.     Başkalarına saygı
3.     Diğerleriyle ilişkilerimiz ve onlar için çaba göstermek

Düşünen Zihin

1.     Duygusal Çatışma
2.     Bilinçte Değişim
3.     Düşüncelerin Yönü

Hayatın Anlamı

1.     Hayatı ve ölümü kabullenmek
2.     Hayata tutunmak
3.     Spiritüel gelişim

Felaketten Sonraki Düşünceler

1.     Afet sonrası tanıklıklar
2.     Afet hatıraları

 

Tablo 4. Yoga Terapisi Deneyimlemeyen Katılımcıların Duygusal Durumları ve Ana Kategorileri:

Ana Kategoriler

Alt Kategoriler

Kendini Bilmek

1.     Benlik felsefesi
2.     Kendini onaylama
3.     Hoşgörüm

Başkalarına Hizmet Etmek

1.     Dikkatli dinlemek
2.     İnsanlara yaklaşmak
3.     Başkalarına katkıda bulunmak

İnsanlar Hakkındaki Düşünceler

1.     Diğerlerinden ayrılmak
2.     Arkadaşlar için minnet duymak

Depremin Etkileri

1.     Tsunaminin etkisi
2.     Afet hatıraları
3.     Afet öncesi hatıralar
4.     Afetten önceki sahneyi hatırlamak
5.     Aile retrospektifi
6.     Afet sonrası endişeler
7.     Doğanın gücü

Bilincin Yayılması

1.     Dünya ile bağlantı kurmak
2.     Bilinçte değişim

Hayat Boyu Ailenin Bakımı

1.     Hasta bir aile üyesine bakmak

Geleceğe Bağlanma

1.     Evi yeniden inşa etmek
2.     Mevcut dilekler

 

Tartışma & Sonuç

Felaketin üzerinden on yıl geçtikten sonra, medyada konuyla ilgili geniş bir gündem olmuş, bu çalışmadaki iki grup da bu haberlerin onlara afeti tekrardan hatırlattıklarını, ancak Travma Sonrası Stres Bozukluğu ya da başka herhangi bir semptom göstermediklerini dile getirmişlerdir.

Sanriku bölgesi olarak da bilinen Tohoku bölgesinin Pasifik kıyısı, tsunaminin sıklıkla yaşandığı bir bölgedir. Sanriku tsunamilerinin karakteristik kayıtları bin yıl öncesinde dayanmaktadır. Son yıllarda, Şova döneminin (Wikipedia’dan edinilen bilgiye göre bu dönem, Japonya tarihinde 25 Aralık 1926 – Ocak 1989 tarihlerini kapsamaktadır) Şili ve Sanriku tsunamilerinden alınan dersler uygulamaya koyulmuştur. Yapılan görüşmelerde, katılımcılardan biri “Doğal afetlerde nasıl davranmam gerektiğini bana babam öğretmişti. Bu durumlara ilişkin bir düşünce yapım oluşmuştu. Doğal afet zamanında harekete geçerken babamın bu öğretilerine güvendim” demiştir.

İki grubun sonuçları karşılaştırıldığında her iki grupta da olumlu ifadeler bulunmuştur. Bununla birlikte, yoga terapisini deneyimlemeyen gruptaki katılımcılar, diğerlerine karşı şefkat ve şükran duygularını belirtmelerinin yanı sıra olumsuz duygularını da göstermişlerdir. Mevcut durumu kabul ettikleri, ancak durumla ilgili karmaşık duygulara sahip oldukları düşünülmektedir. Yoga terapisini deneyimleyen katılımcılar, kendi duyguları üzerinde kontrol sahibi olma ve olan bitene ve kendilerine objektif olarak bakabilme yetisi kazanmışlardır. Yoga terapisini deneyimleyen grubun katılımcılarının “düşünmek” ifadesiyle birlikte kullandıkları cümle ve kelimelerin kategorizasyon tablosunda (Tablo 3) görüldüğü üzere, çoğu cevapların doğal olarak oldukça spiritüel olduğu sonucuna varılabilir.

Yoga terapisinde kan akışı, kan basıncı ve kalp atış hızındaki değişikliklerin farkında olmaya çalışarak duyular içe çekilir. Pozlar, nefes egzersizleri ve seslendirme yoluyla vücudun her bölgesindeki rezonans ve genişlemenin farkına varılarak duyular hassaslaşır. Meditasyon aynı zamanda, kişinin kendi bilişinin ve entelektüel yargılarının farkında varmasının bir yolu olarak da kullanılır.

Amerika’da travma geçirmiş insanların işlevlerini iyileştirebileceğine dair raporlarda ve Kumamoto depreminden sonra yapılan ankette, yoga terapisine katılan afetzedelerin yanıtlarının “Görevimin ne olduğunu ve nasıl yaşamam gerektiğini düşünüyorum…” gibi son derece spiritüel yanıtlar olduğu görülmüştür.

Benzer sonuç, Büyük Doğu Japonya Depreminden sonra gerçekleştirilen bu araştırmada da elde edilmiştir. Yoga terapisi deneyimleyen katılımcılardan bazıları “Yoga öğretmenimin benim üzerimde büyük etkisi olmuştur.” diyerek, yoganın onların manevi yönlerinin farkında olmalarına ve maneviyatlarını derinleştirmeye istekli olmalarına yardımcı olabileceğini ifade etmiştir.

Aşağıda yoga terapisini deneyimleyen bir katılımcının yaptığı açıklamadan bir alıntı bulunmaktadır.

“Aslında depremden sonra bu deneyimi yaşadığım için mutluyum. Bunu görüp geçirdiğim için mutluyum.”

Geleneksel yoga, sağlığa ulaşırken öz farkındalık ve öz denetimden nasıl faydalanılacağına dair bilgelik içerir. Hem beden hem de zihin sağlığını iyileştirmek için gerekli teknik ve felsefe bu öğretilerin içerisinden alınmış, geliştirilmiş ve Büyük Doğu Japonda Depremin afetzedelerini desteklemek için birçok alanda yoga terapisi kullanılmıştır. “Depremden 10 Yıl Sonra Sözler” adlı bu çalışmanın sonuçları, yoga müdahalesinin hiç de azımsanacak bir etkisinin olmadığını gösteriyor.

Makalenin Orijinal Adı: Ten Years after the Great East Japan Earthquake—Natural Disasters and Spiritual Growth, from a Yoga Perspective / DOI: 10.4236/jss.2022.104010 

Makalenin Orijinal Adı: Ten Years after the Great East Japan Earthquake—Natural Disasters and Spiritual Growth, from a Yoga Perspective

DOI: 10.4236/jss.2022.104010
 

Çeviren : Şükran Karaduman



 

Go to top